Bu Blogda Ara

4 Eylül 2015 Cuma

9) Kısa Rüyalar ve Korkusuzlar

Kimliklerini ceket gibi attılar omuzlarına, sonra havalar ısındı çıkarıp portmantoya astılar. Sonra aradılar durdular mücevherlerini. Ceketlerinin cebinde unuttuklarını düşünmediler. Parmaklıkların arkasında durdular. Korkmadılar hapsolmaktan ve yine korkmadılar hapsetmekten, hem içeri hem de dışarı hapsetmekten. Kızgındılar hiçliğe. Kırgındılar ve yorgundular. Memnundular her günün kazananı olmaktan. Uzadılar daha da uzadılar. Ve bulutlara çıktılar. Saçlarından boyunlarına kadar buluta bulandılar. Bulandıkça bulanıklaştılar. Ve görmediler yeryüzünde verilen savaşları. Kıyameti kopardılar, önce külleri üfleyip bir çöl yarattılar sonra alıp sazı ellerine kısık melodilere denizleri sakladılar. Mısır tarlalarında koşuşturup saklambaç oynadılar. Mum ışığından maskeler yapıp sattılar. Çok para kazandılar. Kış geldi ısınmak için deste deste para yaktılar. Isınamadılar. Parmaklıklar ardındaki hayvanlara yem attılar, sokaktaki aç kediye burun kıvırdılar. Biri kovaydı biri de sapı. Kuraklıkta bir damla su taşıyamayıp kırıldılar. Kendi durdurdukları zamanda kayboldular. Kum saatiydiler, hep aşağıdan yukarı akan bir kum saati. Yağmur yağarken yorganlarının altında saklandılar. Yağmur dindi ve susadılar. Upuzun birer duvardılar her renge boyandılar. Ama maviye boyanmayacak kadar da korkusuzdular. Ve sadece kısa birer rüyaydılar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder